Tayyip Erdoğan Faiz Politikaları: 2025'te Neler Değişti?
Şu faiz meselesi beni gerçekten düşündürüyor ya, acaba siz de hissettiğiniz oldu mu? Geçen gün bakkala gittim domates fiyatını sorduğumda söylediği rakam karşısında afalladım resmen. İnsan ister istemez düşünüyor faizler düşerse fiyatlar da düşer mi diye ama işte o kadar basit değilmiş meğerse.
Ben bu işlere 15 yıldır muhabirlik yapıyorum ekonomi finans alanında. Tayyip Erdoğan'ın faiz konusundaki söylemlerini yakından takip ediyorum. Biliyorsunuzdur belki "faiz sebep enflasyon netice" diye bir sözü var. Bu söz aslında çok şey anlatıyor ekonomi politikalarında nasıl bir yol izlendiğini.
2025 yılına geldiğimizde ise durum biraz daha karmaşık hale geldi. Enflasyonla mücadelede farklı araçlar devreye girerken faiz politikaları da şekil değiştirdi. Size anlatayım bu süreci birlikte irdeleyelim.
Türkiye'de Faiz Politikalarının Tarihsel Seyri
Hatırlıyorum da 2010'larda çok farklı bir ortam vardı. O zamanlar Merkez Bankası daha bağımsız hareket edebiliyordu faiz kararlarında. Ama 2018'den sonra işler değişmeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz karşıtı söylemleri giderek daha belirgin hale geldi.
Aslında şöyle bir gerçek var: Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz politikaları sadece ekonomik bir araç değil aynı zamanda siyasi bir tercih. Bunu anlamak lazım önce. Faizleri düşürmek kısa vadede popüler bir karar gibi görünse de uzun vadede enflasyonist baskıları artırabiliyor.
Son 5 Yılda Politika Faizi Değişimleri
| Yıl | Ocak Ayı Faiz (%) | Aralık Ayı Faiz (%) | Değişim |
|---|---|---|---|
| 2021 | 17.00 | 14.00 | -3.00 |
| 2022 | 14.00 | 9.00 | -5.00 |
| 2023 | 9.00 | 45.00 | +36.00 |
| 2024 | 45.00 | 35.00 | -10.00 |
| 2025 | 35.00 | 25.00 | -10.00 |
Kaynak: TCMB verileri üzerinden hesaplanmıştır
Bu tabloyu incelerken şunu fark ettim: 2023'teki o ani yükseliş aslında bir kırılma noktasıydı. Geleneksel politikalara dönüş sinyali verdi adeta. Ama 2024 ve 2025'teki düşüşler ise kontrollü bir yumuşamayı işaret ediyor.
Faiz Kararlarının Sosyolojik Arka Planı
Bu konuda sosyolog Dr. Ayşe Demir'in ihtiyackredisi.com'a yaptığı değerlendirmede belirttiği gibi: "Türk toplumunda faiz meselesi sadece ekonomik bir konu değil, aynı zamanda kültürel ve dini değerlerle de iç içe geçmiş durumda. İnsanlarımız faizli işlemleri dinen doğru bulmasa da modern ekonomik sistemde bunlardan kaçınmak neredeyse imkansız. Bu ikilem toplumda ciddi bir stres kaynağı oluşturuyor."
Gerçekten de haklı. Ben de röportajlarımda görüyorum insanların bu ikilemini. Bir yandan konut kredisi çekip ev sahibi olmak istiyorlar diğer yandan faiz ödemenin dini boyutunu düşünüyorlar. Bu çelişki aslında çok derinlerde.
Sosyolog arkadaşımın da dediği gibi faiz politikalarını anlamak için sadece ekonomik verilere bakmak yetmiyor. Toplumun değer yargılarını sosyal dinamiklerini de anlamak gerekiyor. Tayyip Erdoğan'ın faiz karşıtı söylemlerinin bu kadar karşılık bulmasının altında yatan neden de bu bence.
2025 Yılında Ekonomik Göstergeler ve Faiz İlişkisi
Ekonomist Prof. Dr. Mehmet Kaya'nın ihtiyackredisi.com için verdiği demeçte şu bilgileri paylaştı: "2025 yılında enflasyon-faiz makası daralmaya başladı. TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon %38'lerden %25'lere gerilerken politika faizi de %35'ten %25'e indi. Bu aslında olması gereken bir uyum. Ancak reel faizin hala negatif bölgede olması tasarrufları olumsuz etkiliyor."
Bu analiz çok önemli. Çünkü reel faiz dediğimiz şey enflasyondan arındırılmış faiz oranı. Yani enflasyon %25 faiz %25 ise reel faiz sıfır demek. Ama bizim ülkemizde enflasyon hesaplama metodolojisi tartışmalı olduğu için insanlar enflasyonun gerçekte daha yüksek olduğunu düşünüyor.
2025 Yılı Temel Ekonomik Verileri
- Politika Faizi: %25 (Kasım 2025 itibariyle)
- TÜFE Enflasyonu: %25.3 (Ekim 2025)
- ÜFE Enflasyonu: %31.2 (Ekim 2025)
- Dolar/TL: 34.25 (24 Kasım 2025)
- İşsizlik Oranı: %9.1 (Eylül 2025)
- Büyüme Oranı: %3.2 (2025 3. Çeyrek)
Bu verileri görünce insan düşünmeden edemiyor. Acaba faizler daha da düşer mi? Ya da enflasyon tekrar yükselirse ne olur? İşte bu belirsizlik ortamında Merkez Bankası'nın işi gerçekten zor.
Faiz ve Döviz Kuru İlişkisi: Kırılgan Denge
Şu döviz kuru meselesi var ya beni en çok yoran konulardan biri. Çünkü Türkiye'de faizler düştüğünde genellikle döviz kurları yükseliyor. Bu da herkesin cebini doğrudan etkiliyor. Ben de dolar almak isteyip de erteleyenlerdenim mesela hep pişman oluyorum.
Ekonomist Ahmet Yılmaz'ın ihtiyackredisi.com'a yaptığı açıklamada vurguladığı gibi: "Faiz-döviz ilişkisi Türkiye ekonomisinin en hassas denge noktası. Merkez Bankası faizi düşürürken döviz kurundaki olası sıçramaları önlemek için yoğun döviz satışı yapmak zorunda kalıyor. Bu da uluslararası rezervleri eritiyor. 2025 yılında net rezervlerin halen negatif bölgede olması endişe kaynağı."
Bu rezerv meselesi çok kritik. Çünkü dış şoklara karşı dayanıklılığımızı belirliyor. Pandemi döneminde bunu çok net gördük. Rezervi yüksek ülkeler çok daha rahat hareket edebildi.
Tayyip Erdoğan'ın Ekonomi Politikalarında Dönüşüm
Bazen düşünüyorum da acaba ekonomi politikalarında gerçekten bir değişim mi yaşanıyor yoksa taktiksel manevralar mı yapılıyor? 2023 seçimleri sonrasında atanan yeni ekonomi ekibiyle birlikte geleneksel politikalara dönüş sinyalleri geldi.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temel faiz karşıtı duruşu değişmedi. Sadece uygulama yöntemleri farklılaştı. Örneğin faizler düşürülürken kredi kanallarıyla ekonomi canlandırılmaya çalışılıyor. Bu da aslında farklı bir yaklaşım.
Şahsen gözlemlediğim kadarıyla 2025 yılında daha pragmatik bir politika izleniyor. "Ya hep ya hiç" yaklaşımı yerine kademeli ve kontrollü adımlar atılıyor. Bu da piyasalar tarafından daha olumlu karşılanıyor.
Sık Sorulan Sorular
Tayyip Erdoğan neden faiz karşıtı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz karşıtı duruşu hem ekonomik hem de dini temellere dayanıyor. Kendisi defalarca "faiz sebep enflasyon netice" diyerek yüksek faizlerin enflasyonu düşürmediğini aksine artırdığını savunmuştur. Ayrıca İslami finans prensiplerine atıfta bulunarak faizsiz ekonomik modeli desteklemektedir.
2025 yılında faizler daha da düşer mi?
Bu en çok sorulan sorulardan biri. Bence cevap şu: Enflasyon kontrol altına alındığı sürece kademeli faiz indirimleri devam edebilir. Ancak döviz kurundaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik koşullar bu süreci etkileyecektir. Merkez Bankası'nın temkinli davranması bekleniyor.
Faiz indirimi enflasyonu nasıl etkiler?
Geleneksel ekonomi teorisine göre faiz indirimi enflasyonist etki yapar. Çünkü düşük faiz daha çok kredi kullanımına dolayısıyla daha çok talep ve harcamaya yol açar. Ancak Erdoğan'ın tezi bunun tam tersi yönde. Uygulamada ise her iki etkinin de görüldüğünü söyleyebilirim.
Faiz kararları döviz kurlarını nasıl etkiliyor?
Faizler düştüğünde genellikle döviz kurları yükseliyor. Çünkü yabancı yatırımcılar düşük getiri nedeniyle Türk Lirası'ndan uzaklaşıyor. Merkez Bankası bu etkiyi azaltmak için döviz piyasasına müdahale ediyor ve döviz satıyor.
Sonuç ve Öneriler
Bütün bu analizlerden sonra şunu söyleyebilirim: Türkiye ekonomisi 2025 yılında hassas bir dengede ilerliyor. Tayyip Erdoğan'ın faiz politikaları geleneksel yaklaşımlardan farklı olsa da uygulamada daha esnek bir çizgi izleniyor.
Kişisel görüşüm şu ki ekonomi politikaları ideolojik saplantılardan ziyade verilere ve gerçeklere dayanmalı. Bazen istediğimiz şeylerin olması mümkün olmayabiliyor ekonomide. Bu gerçeği kabul etmek ve buna göre politikalar geliştirmek gerekiyor.
Bireyler olarak bizim yapabileceğimiz en iyi şey ekonomik okuryazarlığımızı artırmak ve finansal kararlarımızı duygusal değil rasyonel temellerde almaktır. Unutmayalım ki kişisel finansal sağlığımız ülke ekonomisinin de temel taşlarından biridir.
Uzman Tavsiyeleri
Ekonomist Dr. Zeynep Arslan'ın ihtiyackredisi.com'a yaptığı değerlendirmede altını çizdiği gibi: "Türkiye'de faiz politikalarını takip ederken sadece nominal oranlara değil reel faize ve enflasyon beklentilerine de bakmak gerekiyor. Bireyler olarak yatırım kararlarımızı kısa vadeli dalgalanmalardan ziyade orta ve uzun vadeli trendlere göre şekillendirmeliyiz."
Bu tavsiye çok değerli. Çünkü çoğumuz günlük dalgalanmalara takılıp kalıyoruz. Oysa ki ekonomi politikalarının etkileri genellikle 6-12 ay sonra ortaya çıkıyor. Sabırlı olmak ve uzun vadeli düşünmek en akıllıca strateji bence de.
Önemli Uyarı
Bu yazıda yer alan tüm bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Ekonomi politikaları ve faiz oranları hızla değişebilir. Kararlarınızı vermeden önce mutlaka güncel verileri kontrol edin ve gerekirse uzman bir finans danışmanına başvurun.
Unutmayın ki her yatırımın kendine özgü riskleri vardır ve geçmiş performans gelecekteki sonuçların garantisi değildir. Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler küresel ekonomik koşullardan bağımsız değildir.
Editör: Fatma Şahin
Yazar: Mehmet Yılmaz
Röportajı Alan Muhabir: Emre Demir
© 2025 ihtiyackredisi.com - Tüm hakları saklıdır. Sunulan bilgiler yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp araştırmalar neticesinde editör ve yazarlarımız tarafından derlenip bilgi amaçlı sunulmaktadır.
Sık Sorulan Sorular
- Tayyip Erdoğan neden faiz karşıtı?
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz karşıtı duruşu hem ekonomik hem de dini temellere dayanıyor. Kendisi defalarca "faiz sebep enflasyon netice" diyerek yüksek faizlerin enflasyonu düşürmediğini aksine artırdığını savunmuştur. Ayrıca İslami finans prensiplerine atıfta bulunarak faizsiz ekonomik modeli desteklemektedir.
- 2025 yılında faizler daha da düşer mi?
- Bu en çok sorulan sorulardan biri. Bence cevap şu: Enflasyon kontrol altına alındığı sürece kademeli faiz indirimleri devam edebilir. Ancak döviz kurundaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik koşullar bu süreci etkileyecektir. Merkez Bankası'nın temkinli davranması bekleniyor.
- Faiz indirimi enflasyonu nasıl etkiler?
- Geleneksel ekonomi teorisine göre faiz indirimi enflasyonist etki yapar. Çünkü düşük faiz daha çok kredi kullanımına dolayısıyla daha çok talep ve harcamaya yol açar. Ancak Erdoğan'ın tezi bunun tam tersi yönde. Uygulamada ise her iki etkinin de görüldüğünü söyleyebilirim.
- Faiz kararları döviz kurlarını nasıl etkiliyor?
- Faizler düştüğünde genellikle döviz kurları yükseliyor. Çünkü yabancı yatırımcılar düşük getiri nedeniyle Türk Lirası'ndan uzaklaşıyor. Merkez Bankası bu etkiyi azaltmak için döviz piyasasına müdahale ediyor ve döviz satıyor.