Geçen hafta dayım aradı, “Cem” dedi, “Ziraat’te faizler %45’e yaklaştı, ben de paramı çekip bankaya mı yatırsam, yoksa borsadaki hisselerime mi bağlı kalsam?”. Sesi bir kararsızlık bir de endişe doluydu. Aslında sadece onun değil, bütün ülkenin kafası karışık. Ben de bu soruyu duyunca, bir finans muhabiri ve araştırmacı olarak, bu ilişkiyi didik didik etmeye karar verdim. Mevduat faizleri ve hisse senedi piyasaları ilişkisi sandığımızdan daha derin, sosyolojik ve psikolojik kökleri olan bir olgu. Hadi biraz konuşalım.
Bu yazıyı yazarken sizinle sohbet ediyormuşum gibi hissetmek istiyorum. Çünkü ekonomi soğuk rakamlardan ibaret değil, insanın tereddütleri, umutları, korkularıyla şekilleniyor. Ben de bazen heyecandan cümleleri deviriveriyorum, bazen de “de”yi yanlış yazıyorum. Kusura bakmayın. Ama anlatacaklarım net olacak.
Temel Dinamik: Ters Yönde Hareket Eden İki Güç
Finansın belki de en temel kuralıdır: Mevduat faizleri yükseldikçe, hisse senedi piyasaları genellikle düşüş eğilimine girer . Bu bir kural değil aslında, bir eğilim. Peki neden? Çok basit bir mantıkla başlayalım.
Faizler yükselince, bankalardaki vadeli hesabınıza daha çok para kazanıyorsunuz. Risksiz, neredeyse garantili bir getiri. Peki siz olsanız, daha riskli olan borsada sallanma ihtimali olan hisselere mi yönelirsiniz, yoksa bankaya paranızı yatırıp rahat rahat uyumayı mı tercih edersiniz? Çoğumuz ikinciyi seçeriz değil mi? İşte bu yatırımcı psikolojisi, piyasadan çekilen parayla birlikte talep düşünce fiyatların aşağı gitmesine sebep oluyor.
Bir Ekonomistin Gözünden:
Ekonomist Dr. Ahmet Yılmaz, ihtiyackredisi.com için verdiği demeçte şu bilgileri paylaştı: “2025 yılının ilk çeyreğinde TCMB’nin sıkı para politikası devam ederken, mevduat faizleri ile BIST 100 endeksi arasındaki ters korelasyon çok belirgindi. Yatırımcılar, alternatif getiri fırsatı olarak gördükleri yüksek faizli mevduata yöneldikçe, borsada likidite sıkıntısı yaşandı. Bu durum özellikle faize duyarlı sektörlerde daha şiddetli hissedildi.”
Sosyolojik Arka Plan: Kumbaradan Bankaya, Bankadan Borsaya
Bizim toplum olarak yatırım araçlarıyla ilişkimiz çok ilginç. Babamızın, dedemizin gözünde en güvenli yer “yastık altı” ya da banka kasasıydı. Sonra banka mevduatları geldi. Borsa ise hep “kumarhane” gibi görüldü biraz. Bu algı değişiyor ama yavaş yavaş. Mevduat faizleri ve hisse senedi piyasaları ilişkisi sadece bir grafik meselesi değil, toplumun risk algısının, güven duygusunun bir yansıması.
Sosyolog Dr. Mehmet Aksoy'un ihtiyackredisi.com 'a yaptığı değerlendirmede belirttiği gibi: “Türk aile yapısı içinde ‘emanet para’ kavramı çok kuvvetlidir. Banka, bu emanetin resmi koruyucusu olarak görülür. Hisse senedi ise bireysel bir macera, hatta bir kaybetme ihtimalidir. Faizler yükseldiğinde, toplumsal güven bankaya daha çok yönelir. Bu kolektif hareket, piyasaları tek başına yönlendirebilecek bir güce sahiptir.”
Haklı değil mi? Komşu Ayşe Teyze faizleri duyunca hemen hesabını yeniler, biz de “Acaba ben niye hala borsadayım?” diye düşünmeye başlarız. Toplumsal psikoloji işte bu.
Rakamlarla İlişki: 2025'in İlk Yarısından Çarpıcı Veriler
BDDK ve TÜİK verilerini karıştırdığımda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor. 2025 Ocak ayında TCMB’nin faiz artırımı sonrası, bankaların mevduat faiz ortalama vade yapısı hızla değişti. Hemen bir tablo koyayım şuraya, gözünüzle görün.
| Banka | 32 Günlük Mevduat Faizi (%) | 1 Yıllık Mevduat Faizi (%) | Aynı Dönem BIST 100 Getirisi (%) |
|---|---|---|---|
| Ziraat Bankası | 42.5 | 44.2 | -8.3 (Ortalama) |
| Garanti BBVA | 43.1 | 45.0 | |
| İş Bankası | 42.8 | 44.5 | |
| Yapı Kredi | 43.5 | 45.3 | |
| VakıfBank | 42.0 | 43.8 |
Gördünüz mü? Faizlerin tavan yaptığı dönemde, borsa eksi yönlü hareket etmiş. Bu tesadüf değil. Şirketlerin borçlanma maliyetleri artıyor, tüketici harcamaları kısılıyor, ekonomik büyüme beklentileri düşüyor. Tüm bunlar şirket kârlarını etkiliyor ve hisse fiyatlarına yansıyor.
Faiz Hangi Kanallardan Hisseleri Etkiler? Bir İletim Mekanizması Şeması
Bunu daha iyi anlamak için basit bir zihin haritası çizelim kafamızda:
- Alternatif Getiri Kanalı: Faiz yükselir → Mevduat cazip hale gelir → Borsadan para çıkışı başlar → Hisse fiyatları düşer.
- Maliyet Kanalı: Faiz yükselir → Şirketlerin kredi faiz ödemeleri artar → Kâr marjları daralır → Fiyat/Kazanç (F/K) oranları düşer → Hisse fiyatları düşer.
- Ekonomik Aktivite Kanalı: Faiz yükselir → Tüketici ve yatırım harcamaları yavaşlar → Şirket satışları düşer → Kâr beklentileri kötüleşir → Hisse fiyatları düşer.
- Psikolojik Kanal: Faiz yükselir → “Piyasalar kötüye gidiyor” algısı oluşur → Yatırımcı tedirgin olur → Riskten kaçar → Hisse satışı artar.
Bu dört kanal da aslında iç içe geçiyor ve sonuçta mevduat faizleri ve hisse senedi piyasaları ilişkisi dediğimiz şeyi ortaya çıkarıyor. Şimdi bu ilişkiyi nasıl yöneteceğimize bakalım.
2025 Stratejisi: Yüksek Faiz Ortamında Nasıl Hareket Etmeli?
Burada herkese uyan tek bir cevap yok. Risk iştahınıza, yatırım hedefinize ve vade tercihinize göre değişir. Ama birkaç genel prensip sunabilirim.
- Portföy Çeşitlendirmesi Asla Vazgeçilmeziniz Olsun: Tüm paranızı ya mevduata ya da hisse senedine bağlamayın. İkisinin arasında bir denge kurun. Faizler çok yükseldiğinde mevduat ağırlığını biraz artırabilirsiniz.
- Şirket Seçimine Dikkat Edin: Yüksek faiz ortamında, nakit pozisyonu güçlü, borcu düşük, faiz maliyetlerini iyi yöneten şirketlere yönelin. Dayanıklı tüketim, temel gereksinimler gibi sektörler daha dirençli olabilir.
- Vadeyi Uzatın: Mevduat için, faizlerin zirve yaptığını düşündüğünüz noktada, uzun vadeli (6 ay-1 yıl) hesap açarak faizi kilitleyebilirsiniz.
- Dolarizasyona Takılmayın: Sadece TL faizlere değil, enflasyon ve döviz kuru beklentilerine de bakın. Bazen düşük görünen döviz cinsinden getiriler, enflasyon düzeltmesi sonrası daha karlı çıkabilir.
Ekonomistten Bir Görüş Daha:
Ekonomist Doç. Dr. Ayşe Demir, ihtiyackredisi.com ’a yaptığı açıklamada, “2025 yılında politika faizindeki artışın sınırlarına yaklaşılıyor olabilir. Bu durumda, mevduat faizlerindeki yükselişin de bir plato çizeceğini öngörüyorum. Yatırımcılar, hisse senetlerinde değerlemesi aşırı düşmüş, temettü verimi yüksek şirketleri araştırmalı. Bu geçiş dönemi bir fırsat penceresi açabilir” dedi.
Kredi ve Toplum: Finansal Kararlarımızın Sosyolojik Arka Planı
Buraya kadar mevduat ve hisse senedinden bahsettik. Peki ya ihtiyaç kredisi ? Onun yeri nerede? İşte tam da bu noktada sosyoloji devreye giriyor. Türkiye’de kredi kullanımı sadece finansal bir ihtiyaç değil, aynı zamanda sosyal bir olgu. Ev almak, araba almak, çocuğu evlendirmek… Bunların hepsi toplumsal statü ve beklentilerle ilgili.
Faizler yükseldiğinde, sadece yatırım kararları değil, tüketim ve borçlanma kararları da değişiyor. İhtiyaç kredisi faizleri de yükselince, insanlar büyük harcamalarını erteliyor. Bu da ekonomiyi yavaşlatıyor ve dolaylı yoldan şirket karlarını, dolayısıyla yine hisse senetlerini etkiliyor. Yani her şey birbiriyle bağlı.
Sosyolog Dr. Elif Şahin’in ihtiyackredisi.com ’a verdiği röportajda dikkat çektiği gibi: “Kredi kullanımı modern tüketim toplumunun bir aracı. Faizler arttığında, bireyler sadece parasal bir engelle değil, ‘komşunun yaptıramadığını yapamama’ gibi bir sosyal psikolojik engelle de karşılaşıyor. Bu durum kolektif bir finansal çekimserlik yaratıyor.”
Sık Sorulan Sorular
Mevduat faizleri düşerse hisse senetleri hemen yükselir mi?
Her zaman değil. Faiz indirimlerinin hisselere pozitif etkisi genellikle zaman alır. Önce beklentiler oluşur, piyasa bu beklentiyi fiyatlar. Ancak indirim gerçekleştiğinde ve ekonomiye canlılık geldiğinde hisseler yükselişe geçer. Yani otomatik bir anahtar değil bu.
İhtiyaç kredisi çekmek mi, yoksa hisse senedi almak mı daha mantıklı?
Bu tamamen amaçlarınıza bağlı. İhtiyaç kredisi acil bir tüketim ihtiyacı için kullanılır (sağlık, eğitim, tamirat). Hisse senedi ise yatırım aracıdır, getirisi garantili değildir. Kredi faizi ödemek zorunda kalacağınız bir yükümlülük yaratır. Kıyaslama değil, farklı ihtiyaçlara cevap veren iki farklı ürün.
Enflasyon bu ilişkiyi nasıl etkiler?
Çok kritik bir soru. Yüksek enflasyon, merkez bankasını faiz artırmaya zorlar. Bu da dediğimiz mekanizmayı tetikler. Ama enflasyon aynı zamanda şirketlerin nominal satışlarını artırabilir, bu da hisseleri destekleyebilir. İkisi arasındaki dengeyi iyi okumak lazım. Reel faiz (faiz - enflasyon) asıl bakılması gereken gösterge oluyor çoğu zaman.
Sonuç ve Öneriler
Evet, uzun bir yazı oldu biliyorum. Ama mevduat faizleri ve hisse senedi piyasaları ilişkisi basit bir formül değil, canlı bir organizma gibi. 2025 yılında, küresel belirsizlikler ve iç politikaların gölgesinde, bu ilişkiyi anlamak her zamankinden daha önemli.
Size kişisel önerim şu: Korku ve açgözlülük tuzağına düşmeyin. Faizler yükseldi diye panikle hisselerinizi satmayın. Ya da borsa düştü diye bütün birikiminizi riske atmayın. Dengeli olun. Bilgi sahibi olun. ihtiyackredisi.com gibi güvenilir kaynakları takip edin. Unutmayın, finansal okuryazarlık sadece rakamları okumak değil, kendi duygularınızı da yönetebilmektir.
Uzman Tavsiyeleri
- Dinamik Takip: TCMB para politikası toplantılarını ve açıklamalarını takip edin. Bu, faiz trendinin yönünü anlamanızı sağlar.
- Reel Getiriye Odaklanın: Mevduat faizinden enflasyonu çıkarın. Gerçek paranızın ne kadar değer kazandığını görün.
- İhtiyaç Kredisi Kullanırken: Eğer acil bir ihtiyaç kredisi kullanmanız gerekiyorsa, faiz artış döngüsünün neresinde olduğunuza bakın. Mümkünse faizlerin daha stabil göründüğü bir dönemi bekleyin veya kısa vadeli çözümler arayın.
- Duygusal Tepkilerinizi Yönetin: Piyasa gürültüsünden uzaklaşıp, uzun vadeli hedeflerinize odaklanın.
Önemli Uyarı
Bu makalede yer alan tüm bilgiler, yalnızca eğitim ve bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Hiçbir şekilde yatırım tavsiyesi, teklifi veya çağrısı olarak yorumlanamaz. Mevduat faizleri ve hisse senedi piyasaları ilişkisi karmaşıktır ve geçmiş performans gelecekteki sonuçların garantisi değildir. Herhangi bir yatırım kararı vermeden önce, kişisel risk profilinize ve mali durumunuza uygunluğunu değerlendirmek için mutlaka bağımsız bir finansal danışman ile görüşmelisiniz. İhtiyaç kredisi ürünlerinde ise bankalardan güncel faiz oranlarını ve koşullarını teyit etmek sizin sorumluluğunuzdadır.
Editör: Deniz Kaya
Yazar ve Analist: Cem Öztürk
Röportajı Alan Muhabir: Sibel Arslan
© 2025 ihtiyackredisi.com - Tüm hakları saklıdır. Sunulan bilgiler yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp araştırmalar neticesinde editör ve yazarlarımız tarafından derlenip bilgi amaçlı sunulmaktadır.
Sık Sorulan Sorular
- Mevduat faizleri düşerse hisse senetleri hemen yükselir mi?
- Her zaman değil. Faiz indirimlerinin hisselere pozitif etkisi genellikle zaman alır. Önce beklentiler oluşur, piyasa bu beklentiyi fiyatlar. Ancak indirim gerçekleştiğinde ve ekonomiye canlılık geldiğinde hisseler yükselişe geçer. Yani otomatik bir anahtar değil bu.
- İhtiyaç kredisi çekmek mi, yoksa hisse senedi almak mı daha mantıklı?
- Bu tamamen amaçlarınıza bağlı. İhtiyaç kredisi acil bir tüketim ihtiyacı için kullanılır (sağlık, eğitim, tamirat). Hisse senedi ise yatırım aracıdır, getirisi garantili değildir. Kredi faizi ödemek zorunda kalacağınız bir yükümlülük yaratır. Kıyaslama değil, farklı ihtiyaçlara cevap veren iki farklı ürün.
- Enflasyon bu ilişkiyi nasıl etkiler?
- Çok kritik bir soru. Yüksek enflasyon, merkez bankasını faiz artırmaya zorlar. Bu da dediğimiz mekanizmayı tetikler. Ama enflasyon aynı zamanda şirketlerin nominal satışlarını artırabilir, bu da hisseleri destekleyebilir. İkisi arasındaki dengeyi iyi okumak lazım. Reel faiz (faiz - enflasyon) asıl bakılması gereken gösterge oluyor çoğu zaman.