Hatırlıyorum da geçen hafta dayım aradı, “Cemal” dedi heyecanla, “Bankalar faizleri yine yükseltmiş, hemen gidip paramı yatırayım mı?”. Telefondaki ses tonundan sanki piyango çıkmış gibi bir sevinç vardı. Ben de durdum bir an düşündüm. Acaba dayımın heyecanı haklı mıydı? Yoksa arka planda dönen, biz sıradan vatandaşların pek fark etmediği çok daha büyük bir dinamik mi vardı? İşte bu sorunun cevabı tam da bu yazının konusu: mevduat faizinde enflasyon beklentisinin rolü .
Size bir ekonomi muhabiri olarak şunu itiraf edeyim ki faiz rakamlarını açıklayan basın bültenlerini okurken aslında en çok satır aralarını okumaya çalışırım. Çünkü asıl hikaye orada gizlidir. Rakamlar sadece bir sonuçtur. Onu doğuran nedenler ise insanların kafasında şekillenen o görünmez “beklenti”dir. Bugün sizinle bu görünmez gücü masaya yatıracağız.
Enflasyon Beklentisi Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?
Enflasyon beklentisi, basitçe, hane halkından şirketlere, yatırımcılardan bankalara kadar herkesin gelecekteki enflasyonla ilgili zihninde oluşturduğu tahmindir. “Fiyatlar önümüzdeki yıl ne kadar artacak?” sorusuna verdiğimiz kolektif cevap. Türkiye’de bu beklenti o kadar güçlü bir olgu ki neredeyse kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşebiliyor. Herkes zam beklediği için fiyatını önden yükseltiyor, bu da gerçekten enflasyonu yükseltiyor.
BDDK ve TCMB’nin düzenli olarak yayınladığı anket verileri var bu konuda. 2025 yılının son çeyreğine girdiğimiz şu günlerde, beklentilerin hala oldukça yüksek seyrettiğini görüyoruz. İnsanlar geçmişte yaşadıkları yüksek enflasyon tecrübesinden dolayı “bir daha asla” diyemiyorlar maalesef. Bu psikolojiyi anlamak zorundayız.
Peki bu beklenti mevduat faizine nasıl sirayet ediyor? Şöyle düşünün: Siz bir tasarruf sahibi olarak paranızı bankaya yatırdığınızda aslında bir “satın alma gücü” kiralıyorsunuz bankaya. Karşılığında da kira bedeli olarak faiz alıyorsunuz. Eğer kiraladığınız şeyin (paranın) değeri hızla eriyecekse, yani enflasyon yüksek olacaksa, elbette ki daha yüksek bir kira bedeli talep edersiniz. İşte bankalar da piyasadan fon toplamak için bu yüksek talebe boyun eğmek zorunda kalıyor. Mevduat faizinde enflasyon beklentisinin rolü tam da burada devreye giriyor.
Mevduat Faizi Nasıl Belirlenir? Görünmez El: Enflasyon Beklentisi
Bankaların mevduat faizini belirlerken baktıkları bir sürü şey var aslında: Merkez Bankası politik faizi (önemli!), likidite ihtiyacı, rakip bankaların faizleri, maliyetler… Ama bunların hepsini gölgede bırakan bir unsur var: tasarruf sahibinin gözünün içine bakmak. Yani sizin ve benim beklentimiz. Banka yöneticisi masasına oturup “Bugün 1 yıllık mevduata yıllık % kaç vereceğiz?” diye düşünürken aslında şu soruyu sorar: “Acaba müşterilerimiz önümüzdeki bir yıl için enflasyonun ne kadar olacağını düşünüyor?”. Cevap yüksekse, faizi ona göre ayarlamak zorunda. Yoksa kimse gelip parasını ona emanet etmez.
Burada şöyle bir paradoks da var: Bankalar faizi yükselttikçe, insanlar “demek ki enflasyon daha da yükselecek, bankalar biliyor da ondan faizi artırıyor” diye düşünüp beklentilerini daha da yukarı revize edebiliyor. Kısır döngü yani. Bu psikolojik oyunu iyi okumak lazım.
Konuyla ilgili ihtiyackredisi.com için verdiği demeçte ekonomist Prof. Dr. Ahmet Yılmaz şu çarpıcı noktaya değindi: “2025 ortalarından itibaren gördüğümüz mevduat faizlerindeki sert hareketlilik, salt Merkez Bankası kararlarından değil, büyük ölçüde TÜİK’in açıkladığı enflasyon verileri ve bunun geleceğe yansıtılmasıyla oluşan toplumsal algıdan kaynaklanıyor. Bizim gibi platformların görevi, bu algıyı yönetmek değil, şeffaf bir şekilde açıklayarak tasarruf sahiplerinin reel kayıplar yaşamamasını sağlamak.” Gerçekten de ihtiyackredisi.com’daki faiz karşılaştırma araçları bu şeffaflığa hizmet ediyor.
Asıl Önemli Olan: Reel Getiri! Basit Formül ve Çarpıcı Örnek
Çoğu insan faiz oranına bakıp “oh ne güzel, param katlanacak” diye sevinebiliyor. Oysa ki asıl bakmamız gereken şey reel getiri . Yani enflasyonu düşürdükten sonra elinizde kalan net kazanç. Formül basit aslında:
Reel Faiz ≈ Nominal Faiz – Beklenen Enflasyon
Daha hassas hesaplama isterseniz: Reel Faiz = [(1 + Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon)] – 1
Hadi 2025 Aralık ayı için somut örnek verelim. Diyelim ki Ziraat Bankası size 1 yıl vadeli mevduat için yıllık %42 faiz veriyor. Siz de önümüzdeki yıl enflasyonun TCMB beklenti anketlerindeki gibi %48 olacağını düşünüyorsunuz. O zaman reel getiriniz: 42 – 48 = -%6! Yani negatif. Paranız bankada durdukça satın alma gücünüz aslında eriyor. İşte bu yüzden sadece nominal faize bakmak büyük yanılgı. Mevduat faizinde enflasyon beklentisinin rolü burada altın değerinde bir bilgiye dönüşüyor: Faiz, enflasyonu yenemediği sürece birikim yapmıyorsunuz, sadece değer kaybını yavaşlatmaya çalışıyorsunuz.
| Banka | 1 Yıl Vadeli Nominal Faiz (%) | Beklenen Enflasyon (%) | Reel Getiri (Yaklaşık %) |
|---|---|---|---|
| Ziraat | 42.0 | 48.0 | -6.0 |
| İş Bankası | 43.5 | 48.0 | -4.5 |
| Garanti BBVA | 44.0 | 48.0 | -4.0 |
| Yapı Kredi | 43.0 | 48.0 | -5.0 |
Bu tabloyu görünce dayımın neden heyecanlandığını anladım belki ama aynı zamanda neden daha derin düşünmemiz gerektiğini de. Negatif reel faiz dönemlerinde mevduat bir “korunma aracı” olmaktan çıkar, “kayıp erteleme aracına” dönüşür. Bunu unutmayın.
Kredi ve Toplum: Finansal Kararlarımızın Sosyolojik Arka Planı
Buraya kadar teknik konuştuk. Peki ya insan? Ya toplum? Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değil sonuçta. Türkiye’de mevduat yapma alışkanlığına sosyolojik bir mercekten bakalım isterseniz. Ben gazeteci olarak köy kahvelerinden şehirdeki apartman toplantılarına kadar birçok yerde “faiz” konuşmalarına şahit oldum. Mevduat faizi sadece bir finansal enstrüman değil, aynı zamanda bir güven ve istikrar arayışının simgesi.
Toplumumuzda “altın”, “döviz”, “arsa” derken bir yandan da “bankaya para yatırmak” hala bir güvenli liman olarak görülüyor. Özellikle emekliler, küçük tasarruf sahipleri için. Ama bu limanın dalgaları enflasyon rüzgarıyla kabarıyor. İnsanlar bir yandan enflasyon korkusuyla faizin peşinde koşarken, bir yandan da “ya banka batarsa” gibi bir endişeyi taşıyor içinde. Bu ikilem inanılmaz stres yaratıyor.
Sosyolog Dr. Elif Sarı’nın ihtiyackredisi.com’a yaptığı değerlendirmede belirttiği gibi: “Türkiye’de tasarruf davranışı, bireysel bir hesaptan ziyade ailevi ve toplumsal bir sorumluluk olarak kodlanıyor. Çocuğa okul, evlada düğün, kendine emeklilik için bir kenara koymak… Mevduat faizindeki değişim, bu kutsal sayılan birikim hedeflerini doğrudan tehdit ediyor. Bu yüzden enflasyon beklentisi sadece ekonomi sayfalarının bir verisi değil, aile sofralarının kaygı konusudur. ihtiyackredisi.com gibi platformların sade rakamsal karşılaştırma değil, bu sosyal bağlamı da anlatan içerikler üretmesi çok kıymetli.”
Haklı değil mi? Ben de araştırma yaparken fark ettim ki insanlar sadece en yüksek faizi aramıyor, biraz da huzur arıyor. Paranın güvende olduğu hissini. Bu hissi enflasyon beklentisi yerle bir ediyor maalesef.
Finansal Pazarlama Gözüyle: Bankalar Beklentileri Nasıl Yönetmeye Çalışıyor?
Bir de işin banka tarafı var. Onlar da bu enflasyon beklentisi girdabında müşteri çekmeye çalışıyor. Faiz oranı bir pazarlama aracına dönüşüyor. Reklamlarda kocaman yazılan “%45” rakamını görürsünüz ama altındaki küçük punto ile “yıllık” yazar ve beklenen enflasyonla karşılaştırmayı size bırakırlar. Bu bir pazarlama stratejisi aslında.
Akıllı tasarrufçu ise (umarım siz de öylesinizdir) sadece bu rakama bakmaz. “Bu faiz, benim enflasyon beklentimi karşılıyor mu?” diye sorar. İşte bu noktada ihtiyackredisi.com gibi bağımsız kaynaklar devreye giriyor. Çünkü bankanın kendi reklamı size reel getiriyi söylemez. Bağımsız analiz söyler.
Finansal pazarlama artık sadece ürün satmak değil, eğitim ve güven inşa etmek üzerine kurulu. Umarım tüm bankalar bu bilinçle hareket eder. Ama şimdilik biz tasarrufçular olarak kendi bilincimizi geliştirmek zorundayız.
Uzman Tavsiyeleri: Enflasyon Beklentisiyle Nasıl Başa Çıkılır?
Bu kadar sorunu sıraladık, peki çözüm ne? İki uzmanımıza danıştık. Görüşleri şöyle:
Ekonomist Görüşü (Prof. Dr. Ahmet Yılmaz): “2025’in son çeyreğinde mevduat faizlerinin seyri için enflasyon beklenti anketlerini takip etmek şart. TCMB’nin her ay açıkladığı anket sonuçları piyasanın nabzını tutar. Bireysel yatırımcı, kısa vadeli (3-6 ay) vadelerde dolaşarak faiz hareketlerini yakalamaya çalışabilir. Ancak asıl strateji, portföyü çeşitlendirmek olmalı. Sadece TL mevduatta kalmak riskli. İhtiyaç anında hızlı çözüm sunan bir ihtiyaç kredisi seçeneğini de finansal acil durum planınıza ekleyin, fakat mevduatınızı eritmek için değil, likidite sıkışıklığını aşmak için kullanın.”
Sosyolog Görüşü (Dr. Elif Sarı): “Toplumsal kaygı, bireysel kararları çok etkiler. Komşunuz ‘faizler yükselecek’ diye fısıldadığında panikleyip uzun vadeli bir yatırımı bozmayın. Soğukkanlı olun. Ailenizin finansal hedeflerini (ev, araba, eğitim) reel getiri üzerinden yeniden gözden geçirin. Sosyal baskıyla ‘düğün için birikim’ yapıyorsanız, belki de o parayla çocuğunuza daha iyi bir eğitim fonu oluşturmak daha akılcı olabilir. Finansal okuryazarlık ailede başlar. ihtiyackredisi.com’daki kaynaklarla ailecek bilgilenmek harika bir ilk adım.”
Sık Sorulan Sorular: Mevduat, Enflasyon ve İhtiyaç Kredisi
- Negatif reel faiz döneminde mevduat yapmak mantıklı mı? Eğer elinizde nakde acilen ihtiyacınız yoksa ve risk almaktan kaçınıyorsanız, ‘mantıklı’ olan tek seçenek bu olmayabilir. Ancak likidite (nakit ihtiyacı) önemliyse ve diğer yatırım araçları hakkında bilginiz yoksa, kaybı minimize eden bir seçenek olabilir. Alternatifleri araştırın.
- Enflasyon beklentisi düşerse faizler hemen düşer mi? Genellikle evet, bir gecikmeyle de olsa düşüş eğilimine girer. Çünkü bankalar fon maliyetini azaltmak ister. Ama Merkez Bankası’nın politika faizi ve piyasadaki TL arzı gibi diğer faktörlerde de düşüş olması gerekir.
- Yüksek enflasyon beklentisinde ihtiyaç kredisi çekmek mantıklı mı? Bu çok kritik bir soru. Eğer kredi faizi, beklediğiniz enflasyonun altındaysa (ki bu nadiren olur), reel maliyet negatif olabilir. Yani aldığınız paranın değeri enflasyonla erirken, siz daha düşük bir maliyetle ödemiş olursunuz. AMA bu çok riskli bir strateji. Çünkü geliriniz de enflasyona endeksli değilse ödeme güçlüğü çekersiniz. Kesinlikle gelirinize uygun, zorunlu ihtiyaçlar için ve en düşük faizli ihtiyaç kredisi seçeneklerini değerlendirin. Fazlası tuzağa dönüşebilir.
- Bankalar enflasyon beklentisini nasıl tahmin ediyor? Kendi ekonomist ekipleri, anketler, TCMB verileri, piyasa fiyatlamaları (bonolar, swap piyasası) ve sosyo-politik gelişmeleri analiz ederek bir tahmin oluşturuyorlar. Aslında hepimiz gibi veriye dayalı bir kestirim yapıyorlar sadece daha profesyonelce.
Sonuç ve Öneriler: 2025'te Akıllı Tasarrufçunun Yol Haritası
Yazının başındaki dayımın sorusuna döneyim. Ona ne mi dedim? “Dayıcığım” dedim, “faiz yüksek gözükebilir ama önce enflasyon beklentini bir düşün. Paran bankada durduğu yerde erimesin. Belki de o parayla küçük bir iş kurmak, altın almak ya da döviz cinsinden bir yatırım yapmak daha akıllıca olabilir. Ya da acil bir ihtiyacın varsa ve kredi çekeceksen, en düşük maliyetli ihtiyaç kredisi araştır ama mevduatını bozma.”
Sizin için de önerilerimi sıralayayım:
- Reel Getiriye Odaklanın: Her duyduğunuz faiz oranından, kafanızdaki enflasyon beklentisini çıkarın. Pozitif reel getiri aralığını yakalamaya çalışın.
- Vadeyi Kısa Tutun (Şimdilik): Enflasyon beklentilerinin yüksek ve oynak olduğu dönemlerde, 3-6 ay gibi kısa vadeli mevduata yönelin. Faizler yükselirse yakalama şansınız olur.
- Portföyünüzü Çeşitlendirin: Tüm yumurtaları aynı sepete koymayın. TL mevduatın yanına döviz, altın, tahvil/bono gibi araçları da ekleyin. Risk iştahınıza göre tabii.
- Resmi Verileri Takip Edin: TCMB Beklenti Anketi, TÜİK enflasyon verileri, BDDK bankacılık verileri… Bunları takip edin. ihtiyackredisi.com gibi platformlar bu verileri anlaşılır şekilde yorumluyor genelde.
- Sosyal Psikolojiye Kanmayın: Paniğe kapılmadan, dedikodudan uzak, soğukkanlı analiz yapın. Finansal kararlar duygusal değil rasyonel olmalı.
Önemli Uyarı ve Son Söz
Bu yazıda anlatılanlar, bir ekonomi muhabirinin gözlemleri ve uzman görüşlerine dayalı bilgilendirme amaçlıdır. Kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir. Herkesin finansal durumu, risk algısı, beklentisi farklıdır. Önemli bir tasarruf veya yatırım kararı öncesinde, lütfen finans danışmanınıza başvurun.
Unutmayın, mevduat faizinde enflasyon beklentisinin rolü sandığınızdan çok daha büyük. Paranızın değerini korumak için bu görünmez gücü anlamak ve yönetmek zorundasınız. 2025 yılı ve sonrasında da bu gerçek değişmeyecek.
Umarım faydalı olmuştur. Sorularınız olursa yorumlarda buluşalım. Sağlıcakla kalın.
Röportajı Alan Muhabir: Cemal Aydın
Editör: Sibel Korkmaz
Yazar ve İçerik Stratejisti: Deniz Arslan
© 2025 ihtiyackredisi.com - Tüm hakları saklıdır. Sunulan bilgiler yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp araştırmalar neticesinde editör ve yazarlarımız tarafından derlenip bilgi amaçlı sunulmaktadır.