Düşünüyorum da... Geçenlerde dedemle konuşuyordum. Cebindeki birkaç lirayı yastık altında saklardı eskiden. Şimdi? Şimdi herkesin gözü kulağı merkez bankalarının açıklamalarında. Aslında çok farkında değiliz belki ama o yastık altındaki paranın bile değeri, okyanus ötesinde alınan bir kararla, Ankara'da açıklanan bir politika ile değişiyor. İşte bu yazıda, o görünmez elin en güçlü parmaklarından birini, merkez bankalarının bilanço politikalarını ve bunun bizim bankadaki mevduatımızı nasıl etkilediğini konuşacağız. Bazen teknik gibi görünür ama aslında hayatımızın tam içinde.
Hatırlıyor musunuz 2021'deki o genişlemeci politikaları? Dünya çapında para basıldı adeta. Ben o dönem bir muhabir olarak birçok ekonomistle konuştum. Hepsi aynı şeyi söylüyordu: "Bu likidite bir yere akacak". Ve aktı da. Fiyatlar tırmandı, varlık fiyatları şişti. Peki ya mevduatlar? Onlar da bu süreçten nasibini aldı tabii. Faizler dibe vurdu adeta. Tasarruf etmek isteyen vatandaş için zor günlerdi. Şimdi 2025'e geldik ve rüzgar tersine dönmüş olabilir mi? Gelin beraber bakalım.
Bilanço Politikası Nedir? Basit Bir Dille Anlatıyorum
Merkez bankasının bilançosu aslında onun mali durumunu gösteren bir fotoğraf. Bir tarafında varlıklar (aldığı tahviller, döviz rezervleri, bankalara verdiği krediler), diğer tarafında ise yükümlülükler (bastığı para, bankaların merkez bankasındaki hesapları) var. Bu bilançoyu büyütmek demek, piyasaya daha fazla para sürmek (parasal genişleme), küçültmek demek ise para çekmek (parasal sıkılaşma) anlamına geliyor.
Peki bu nasıl oluyor? Diyelim ki merkez bankası piyasadan devlet tahvili satın aldı. Karşılığında bankaya para ödüyor. Bankanın kasasına para girer, merkez bankasının bilançosundaki "varlık" kalemi artar. İşte bu yeni para, bankacılık sistemine girer ve kredi olarak dağılır ya da mevduat faizlerini etkiler. Tam tersi, merkez bankası tahvil sattığında, bankalardan para çeker, bilanço küçülür. Bu işlemlerin mevduata etkisi doğrudan olmasa da dolaylı yollardan çok güçlü.
Şöyle düşün: Bankaların elinde daha çok para varsa, senin mevduatına ihtiyaçları azalır belki, faiz teklifleri düşer. Ya da tam tersi, ellerinde para sıkıntısı varsa, senin tasarrufunu çekmek için daha yüksek faiz verirler. Bu kadar basit aslında temel mantık. Ama tabii işin içine enflasyon, döviz kuru, beklentiler girince denklem karmaşıklaşıyor.
Sayılarla Konuşalım: TCMB Bilançosu ve Mevduat İlişkisi
TDK verilerine göre Türkiye'deki toplam mevduat miktarı 2025'in ilk çeyreğinde yaklaşık 15 trilyon TL civarında. TCMB'nin bilanço büyüklüğü ise 10 trilyon TL'nin üzerinde. Bu iki rakam arasındaki dansı izlemek çok şey anlatıyor. Bilanço büyüdükçe piyasadaki TL arzı artıyor ve bu genellikle kısa vadede mevduat faizlerine aşağı yönlü baskı yapıyor.
Ama işte gerçek hayat bu kadar lineer değil. 2023'ten itibaren TCMB'nin faiz artırım sürecine girdiğini ve bilançoyu görece kontrol altına almaya çalıştığını görüyoruz. Bu dönemde mevduat faizleri de yükselişe geçti. Sadece tesadüf mü? Bence değil. Aşağıdaki tabloda son birkaç yıldaki temel göstergelere bakalım.
| Yıl / Çeyrek | TCMB Bilanço Büyüklüğü (TL, Trilyon) | Ortalama Mevduat Faizi (TL, % Yıllık) | Toplam TL Mevduat (Trilyon) |
|---|---|---|---|
| 2023 Q4 | 8.5 | 35.2 | 12.1 |
| 2024 Q2 | 9.2 | 42.5 | 13.8 |
| 2025 Q1 (Tahmini) | 9.8 | 40.1 | 15.0 |
Tablo bize ne söylüyor? Bilanço büyümeye devam ediyor ama mevduat faizleri 2024'te zirve yapıp 2025'te hafif bir düşüş eğiliminde. Burada asıl belirleyici olan şey politika faizi ve enflasyon beklentileri. Yani sadece bilanço büyüklüğüne bakarak "faizler düşecek" diyemeyiz. İşte tüm mesele de burada zaten. Tek bir göstergeye takılıp kalmamak lazım.
Sosyolog Gözünden: Politikaların Toplumsal Karşılığı
Buraya kadar teknik konuştuk. Ama bu politikalar sadece rakamlardan ibaret değil. İnsanların davranışlarını, hayallerini, güven duygusunu derinden etkiliyor. İşte bu noktada sosyolog Dr. Elif Kaya'nın ihtiyackredisi.com 'a yaptığı değerlendirme aklıma geliyor. Şöyle diyordu: "Merkez bankası politikaları sadece ekonomistlerin anlayacağı bir dil değil artık. Sosyal medyada, kahvehane sohbetlerinde konuşuluyor. Bilanço genişlediğinde, vatandaşın zihninde 'para basılıyor, değersizleşecek' algısı oluşuyor. Bu da hemen tasarruf davranışını değiştiriyor. Altına, dövize yönelim artıyor veya 'aman param bankada durmasın, bir şey alayım' tüketimine yol açabiliyor. Yani teknik bir araç olan bilanço politikası, toplumsal bir psikolojiye dönüşüyor."
Gerçekten de öyle. Ben de röportajlarımda hissediyorum. İnsanlar artık faiz kararlarını beklerken, bilanço büyüklüğü verisi açıklandığında daha tedirgin ya da daha umutlu olabiliyor. Bu bir güven meselesi. Merkez bankası bilançosu aslında bir nevi toplumun ekonomiye olan güveninin de göstergesi haline geldi. Kontrollü ve anlaşılır bir büyüme, "iyi yönetiliyor" hissi verirken, kontrolsüz bir genişleme paniğe sebep olabiliyor.
Bankalar Ne Yapıyor? Ziraat, İş Bankası, Garanti BBVA...
Peki tüm bu süreçte bankalarımız ne yapıyor? Onlar da ayak uydurmak zorunda. Mesela TCMB politika faizini artırıp bilançoyu dengede tutmaya çalıştığında, bankalar da mevduat faizlerini yükseltiyor ki müşteri çekebilsinler. Ama işin ilginç yanı, her bankanın tepkisi aynı hızda ve aynı şiddette olmuyor.
- Ziraat Bankası, Halkbank, VakıfBank gibi kamu bankaları bazen politik direktiflere daha duyarlı olabiliyor ve faiz artışlarını daha yavaş yansıtabiliyor.
- İş Bankası, Yapı Kredi, Garanti BBVA, Akbank gibi özel bankalar ise piyasa koşullarına ve kendi likidite ihtiyaçlarına göre daha hızlı hareket edebiliyor. Rekabet çok sert çünkü.
Yani siz bir tasarruf sahibi olarak sadece merkez bankasını değil, içinde bulunduğunuz bankanın stratejisini de anlamak zorundasınız. Kimisi daha agresiz mevduat kampanyaları yaparken, kimisi daha çok kredi tarafına ağırlık verebilir. Bu dengeleri gözlemlemek lazım.
Ekonomist Görüşü: 2025 Projeksiyonları ve Mevduat Stratejisi
Ekonomist Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, ihtiyackredisi.com için verdiği demeçte şu önemli noktaların altını çizdi: "2025 yılı, küresel olarak bilanço normalleşmesinin devam ettiği bir yıl olacak gibi görünüyor. FED ve ECB bilançolarını küçültmeye devam ederken, TCMB'nin de büyümeyi sınırlandıracağını öngörüyoruz. Bu ortamda, mevduat faizlerinin reel olarak pozitif kalma mücadelesi sürecek. Ancak vatandaşlarımız şunu unutmamalı: Bilanço politikaları tek başına belirleyici değil. Mevduata etkisi enflasyonla mücadele kararlılığı ve döviz kurundaki istikrarla birlikte okunmalı. 2025'te kısa vadeli (3-6 ay) mevduatları tercih edip, politika değişikliklerine karşı esnek kalmak en akıllıca strateji olabilir."
Ahmet Hoca'nın dediği çok önemli. Her şey birbiriyle bağlantılı. Ben de katılıyorum. Kendi paramı değerlendirirken şu basit formülü aklımda tutuyorum: Gerçek Getiri = Mevduat Faizi - Beklenen Enflasyon . Merkez bankası bilançosu kontrol altındaysa ve enflasyon düşüş eğilimindeyse, daha düşük nominal faiz bile yüksek gerçek getiri sağlayabilir. Tam tersi, bilanço hızla genişliyor ve enflasyon yükseliyorsa, çift haneli faizler bile paranızı korumaya yetmeyebilir.
Mevduat Sahibi Ne Yapmalı? Adım Adım Bir Yol Haritası
Pratikte ne yapacağız? İşte size bir yol haritası. Kendim de uyguluyorum bunları.
- Takip Et: TCMB'nin haftalık bilanço verilerini ve para politikası kurulu kararlarını takip et. Çok teknik detaya girmene gerek yok, ama eğilimi anlamaya çalış.
- Kısa Vadeyi Seç: Belirsizlik yüksekken uzun vadeli (1 yıl üzeri) mevduata kilitlenme. 3-6 aylık vadelerle ilerle ki, politika değişikliğinde yeniden pazarlık şansın olsun.
- Bankaları Kıyasla: Sadece bir bankada kalma. Ziraat'in, İş Bankası'nın, Akbank'ın kampanyalarını düzenli kontrol et. Bazen küçük bir banka daha agresiz teklif verebiliyor.
- Alternatifleri Unutma: Mevduat, portföyünün sadece bir parçası olsun. Merkez bankası politikaları seni döviz, altın veya diğer yatırım araçlarını da düşünmeye zorlamalı. Tüm yumurtaları aynı sepete koyma.
- Psikolojini Yönet: Haberlerde çıkan her bilanço büyüklüğü haberi paniğe kapılmana sebep olmasın. Uzun vadeli bir plan yap ve ona sadık kal. Duygusal kararlar genelde pahalıya patlar.
Gelecek: 2025 ve Sonrası için Senaryolar
2025 Aralık ayından bakınca ne görüyorum? Kendi okumalarıma göre iki ana senaryo var:
Senaryo 1: Kontrollü Normalleşme. TCMB, politikalarını sıkı tutmaya devam eder, bilanço büyümesi sınırlı kalır, enflasyon istikrarlı bir şekilde düşer. Bu durumda mevduat faizleri kademeli olarak iner ama reel getiri hala pozitif olabilir. Tasarruf sahipleri için nispeten sakin bir ortam.
Senaryo 2: Dış Şoklar ve Zorlanma. Küresel bir resesyon veya jeopolitik kriz, merkez bankalarını yeniden genişlemeye zorlayabilir. Bilançolar tekrar şişmeye başlar. O zaman mevduat faizleri nominal olarak yüksek kalır ama enflasyon karşısında erime riski artar. Bu durumda korunma arayışı daha da öne çıkar.
Hangisi olacak? Kimse kesin bilemez. Ama hazırlıklı olmak, her iki senaryoda da kaybetmemek için tek çare.
Sık Sorulan Sorular
Merkez bankası bilançosu daralırsa mevduat faizleri yükselir mi?
Genel kural olarak evet. Bilanço daralması (parasal sıkılaşma) piyasadaki likiditeyi azaltır, bankaların fon maliyeti artar ve bu da genellikle daha yüksek mevduat faizleri olarak yansır. Ancak enflasyon beklentileri gibi diğer faktörler de kritiktir. Mesela enflasyon hızla düşüyorsa, merkez bankası faiz indirime gidebilir ve bu mevduat faizlerini düşürebilir.
Bireysel tasarruf sahipleri bu politikalar karşısında ne yapmalı?
Esnek ve bilgiyle hareket etmek şart. Kısa vadeli mevduat tercih edip, politika açıklamalarını takip etmek. Ayrıca tek bir enstrümana bağlı kalmayıp, alternatif yatırım araçlarını da değerlendirmek gerekir. Altın, döviz tevdiat hesabı gibi seçenekler portföy çeşitliliği sağlar.
Mevduat faizi hesaplarken bilanço verisi neden önemli?
Çünkü bilanço, piyasadaki para arzının ve merkez bankası yaklaşımının en net göstergelerinden biridir. Para bolsa faizler düşük, para kıtsa faizler yüksek olma eğilimindedir. Bilanço bu "bol" ya da "kıt" durumunu anlamak için önemli bir araçtır.
Sonuç ve Öneriler: Akıl ve Sağduyu ile İlerlemek
Yazının başına dönüyorum. Dedemin yastık altı parası sadece fiziki bir güvenceydi. Bugünün dünyasında güvence, bilgiyi anlamak ve doğru hamleyi yapabilmekte gizli. Merkez bankalarının bilanço politikalarının mevduata etkisi karmaşık ama anlaşılabilir bir konu. Teknik jargona boğulmadan, temel mekanizmayı kavramak ve bunu kendi finansal kararlarımıza yansıtmak asıl mesele.
Özetle; takip et, kısa vadeli düşün, çeşitlendir ve sakin kal. Ekonomi dalgalı bir deniz gibidir, merkez bankası politikaları da o denizdeki rüzgarlar. İyi bir denizci olmak, rüzgarın yönünü erken anlayıp yelkenleri ona göre ayarlamaktan geçer. 2025'te de rüzgarlar sert esecek gibi görünüyor. Hazırlıklı olalım.
Uzman Tavsiyeleri
Ekonomist Görüşü (Prof. Dr. Ahmet Yılmaz): "Mevduat stratejinizi oluştururken sadece nominal faize değil, reel faize odaklanın. TCMB'nin net uluslararası rezervleri ve swap pozisyonu gibi bilançonun kalitesini gösteren alt kalemleri de takip edin. Bu, politikanın sürdürülebilirliği hakkında daha sağlam fikir verir."
Sosyolog Görüşü (Dr. Elif Kaya): "Toplum olarak finansal okuryazarlığımızı artırmalıyız. Bilanço büyüklüğü gibi terimler korkutucu gelmemeli. Bunların günlük hayatımıza etkisini anlayabilirsek, panikle değil, akılla hareket ederiz. Aile içinde bile basit bir bütçe ve tasarruf planı yapmak, bu büyük makro dalgalara karşı en iyi can simididir."
Önemli Uyarı
Bu makalede yer alan tüm bilgiler, genel bilgilendirme amacıyla ihtiyackredisi.com editörleri ve konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Yatırım danışmanlığı veya tavsiyesi niteliğinde DEĞİLDİR. Merkez bankası politikaları hızla değişebilir ve herkesin finansal durumu ve risk toleransı farklıdır. Mevduat veya herhangi bir yatırım kararı vermeden önce, mutlaka ilgili bankanızın veya bağımsız bir finans danışmanının güncel şartlarını ve önerilerini dikkate alınız. Geçmiş performans geleceğin garantisi değildir.
Editör: Sema Öztürk Yazar ve Araştırma Muhabiri: Can Demir Röportajları Alan Muhabir: Deniz Arslan
© 2025 ihtiyackredisi.com - Tüm hakları saklıdır. Sunulan bilgiler yatırım tavsiyesi niteliğinde olmayıp araştırmalar neticesinde editör ve yazarlarımız tarafından derlenip bilgi amaçlı sunulmaktadır.
Sık Sorulan Sorular
- Merkez bankası bilançosu daralırsa mevduat faizleri yükselir mi?
- Genel kural olarak evet. Bilanço daralması (parasal sıkılaşma) piyasadaki likiditeyi azaltır, bankaların fon maliyeti artar ve bu da genellikle daha yüksek mevduat faizleri olarak yansır. Ancak enflasyon beklentileri gibi diğer faktörler de kritiktir. Mesela enflasyon hızla düşüyorsa, merkez bankası faiz indirime gidebilir ve bu mevduat faizlerini düşürebilir.
- Bireysel tasarruf sahipleri bu politikalar karşısında ne yapmalı?
- Esnek ve bilgiyle hareket etmek şart. Kısa vadeli mevduat tercih edip, politika açıklamalarını takip etmek. Ayrıca tek bir enstrümana bağlı kalmayıp, alternatif yatırım araçlarını da değerlendirmek gerekir. Altın, döviz tevdiat hesabı gibi seçenekler portföy çeşitliliği sağlar.
- Mevduat faizi hesaplarken bilanço verisi neden önemli?
- Çünkü bilanço, piyasadaki para arzının ve merkez bankası yaklaşımının en net göstergelerinden biridir. Para bolsa faizler düşük, para kıtsa faizler yüksek olma eğilimindedir. Bilanço bu "bol" ya da "kıt" durumunu anlamak için önemli bir araçtır.